Marmara Journal of Communication

Şiddet ve kadına yönelik şiddet, genellikle
fiziksel şiddeti çağrıştırmakla birlikte yapısal özellikleri açısından fiziksel
şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet, yoksunluk ve ihmal (World Health
Organization, Geneva, 2002, World Report on Violence and Health, Summary:5) gibi  farklı biçimlerde ortaya çıkabilir ve biyolojik,
sosyolojik, ekonomik vb. nedenleri olabilir. 
Şiddetin önlenebilmesi için şiddete neden olan koşulların ortadan
kaldırılması gerekmektedir, ancak şiddetin önlenmesini güçleştiren yasal,
sosyal, kültürel ve ekonomik nedenler  söz
konusu olabilir. Şiddetle mücadele konusunda hem ortak bir literatüre ve
yaklaşıma, hem de tüm bileşenlerin birlikte ele alındığı ortak akla gereksinim
vardır. Kadına yönelik şiddetin
önlenebilmesi ve şiddetle mücadele edilebilmesi için temel sorunların
belirlenmesi ve de geniş tabanlı ortak aklın harekete geçerek kurumsal,
toplumsal, bireysel kapsamda tedbirlerin alınması gerekmektedir. Alınacak bu
önlemler yasal, ekonomik düzenlemelerin yapılması ve nitelikli halk sağlığı politikalarının
oluşturulmasını da içermektedir.
Tüm bu düzenlemelerin anlatılabilmesi, ekonomik, kültürel ve/ veya sosyal engellerin
aşılabilmesi, düzenlemeler konusunda bireysel ve toplumsal bir bilinç
oluşturulabilmesi için, kapsama alanı geniş, mevcut durumu gölgeleyen değil,
sorunu ortaya koyarak çözüm önerisi sunan bir halkla ilişkiler stratejisine
gereksinim vardır. Bu çalışmada, şiddetin önlenmesinde ve cinsiyet eşitliğinin
yaygınlaştırılmasında halkla ilişkilerin rolünün vurgulanması amaçlanmaktadır.
Medya yansımaları ekseninde kadına şiddeti anlamak amacıyla gerçekleştirilen araştırma kapsamında ise, Türkiye’de
2017 yılında tirajı en yüksek gazete olması ve okur profilinin de çeşitliliği  nedeniyle Hürriyet Gazetesi seçilmiştir.       1 Ocak 2017 – 30 Haziran 2017
arası çevrim içi arşiv taraması gerçekleştirilmiş, söz konusu haberler ‘kadın
ve şiddet’ anahtar kelimeleri doğrultusunda taranarak içerik analizi
yapılmıştır. Gerek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadın Statüsü Genel
Müdürlüğü’nün yararlanıcısı olduğu, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri
Enstitüsü işbirliği ile gerçekleştirilmiş olan araştırma ve gerekse çalışma
kapsamında yapılan gazete taramalarından